Kardeş kıskançlığı denince, çoğu kimsenin aklına yeni doğan bebekler ya da 3-10 yaş arası çocuklar gelir.
Oysa ülke istatistiklerine bakıldığında ya da toplumda gözlem yapıldığında ciddi zarar verici kardeş kıskançlıkları, büyük yaşlarda yaşanmaktadır.
Kıskançlıklar özellikle aile mal paylaşım davaları, ortak başlanmış ve sonu hüsran olmuş iş  kavgaları ile birlikte daha birçok ailevi problemin oluşum sebebidir.

Günümüzde boşanma sebepleri arasında bile kardeş tutumları yerini almaktadır.
Çocukluk dönemindeki öğrenilmiş çaresizlikler, aşılamamış problemler tüm yaşantıyı nasıl etkisi altına almış ve bir ömrü nasıl sevgisiz yaşamaya mahkum etmiş net olarak görülebilmektedir.

Kıskançlık duygusu aileye yeni kardeş geldiğinde, değişen ilgi noktasından dolayı büyük çocuklarda görülebilir. Bu doğal ve olası bir süreçtir.

Bu duygunun beslenip büyümesinde ise aile tutumu etkilidir.
Kıskançlığın temelini oluşturan nefret duygusu birçok zaman ebeveyn yaklaşımlarından beslenir.

Çocuklar arası ayrım yapmak ya da ayrım yapıldığını hissettirmek aynı sonucu vermektedir.
Ayrım yapmak; bir diğerine daha fazla değer vermek, bakışı duruşu ile bir tarafa daha fazla iltifat etmek ya da bir tarafı küçümseme belirtisi göstermektir.
Telafi edilmemiş ayrımlar, kin tohumlarının ekilmesine sebep olmaktadır.

Birey, evde edindiği kimlik ile topluma karışır. Var olan kimliğinde; kıskançlık, geri plana itilmişlik, ayrım yapılmışlık, kıyaslanmış olan birey, bunları aşıp kendi değerini bulamamış ise toplumda yara haline gelebilmektedir. Çevresinde ki insanlara zarar veren birine dönüşebilir.

Oysa eşit sevildiğini hisseden, değer yargıları aynı şartlarda olan çocuklar, şartları olumsuz bile olsa eşit davranıştan dolayı daha kolay kendisi ile barışabilmektedir.

Kardeş sevgisini daha da önemlisi saygınlığını korumak eşit davranma ile birlikte gerçekleşir.
Birbirini hayat boyu destekleyen, her anında paylaşmaktan endişe duymayan kardeş kelimesinin anlamının farkında olan, hayatta başarılı ve mutlu olan bireylerdir.
Kalplerinde yorucu ve ağır, kin gibi duyguyu taşımazlar.

Sevgi ve değerin oluşturduğu hafiflik olumlu duygulara odaklı yaşamalarına sebeptir.
Başarılı, ferah ve huzurludur.

Başlarına gelen herhangi bir zorluğu, kendilerine destek olabilecek gücü bildiklerinden dolayı daha rahat karşılaşırlar.
Kardeş kıskançlığı geçici bir dönemle sınırlı kalması için oluşumu olabildiğince erken engellenmelidir.
Ebeveynlerin aktarımları eşitliği sağlarsa daha kaliteli bir aile ve toplum yapısı elde edilecektir.