Blog
Her bireyin, hayata ve insana bakış açısı farklıdır.
Aynı çevrede ve benzer yaşanmışlıklara bile her birey, farklı tepkiler verir.
Kişinin doğduğu süreçte;
Ebeveyn tutumu
Çocukluk evresi
Gençlik çağı
Okul ve arkadaşlıkları
Gelişim dönemleri geçişlerde dikkatini çeken olaylar
parça parça bakış açısı oluşturur ve düşünce biçimini etkisi altına alır.
Düşünce biçimi, hayatı algılama ve yorumlama ile oluşur.
Yanlış veya eksik yapılmış kodlamalar kişinin alanını daraltır.
Olumlu ya da olumsuz çıkarımlar yaparak strateji geliştirir.
Birçok varsayımlar üretir ve çoğuna kendisini kabullendirir.
Hayatta kendisine farklı puntolarla çizgiler belirler, kendisi ile barışık ya da öğrenilmiş çaresizlikler oluşturur.
Çaresizliği öğrenmek alanını daraltmaktır.
Dar bakmayı kişi kendisine öğretmiştir.
Birçok ruhsal bunalımın etkeni, darlaşmış düşünce tarzıdır.
Geniş acıya sahip olamayan birey depresyona meyillidir.
Hayata karşı arabesk bir yaklaşım sergiler.
Ruhunu hasta eden etkenler, kişinin düşünce biçimi ve hayatı görebildiği noktalardan kaynaklanır.
Bu durumu değiştirmek yine kişinin elindedir.
Hayata bu güne denk baktığı çerçeveyi oluşturan birey bu çerçeveyi genişletme hakkına ve yeteneğine sahiptir.
O halde düşünce ve bakış alanlarını genişleterek kişi kendini iyileştirme özelliğine sahiptir.
Bu durumun ilk basamağı ise fark etmektir
İyileşmek ve kendisi ile yüzleşebilmek isteyen birey, ilk olarak düşünce tarzını rahatlatmalıdır.
Nasıl ki yaşadığınız ortamlar bugün var olan tablonuzu oluşturdu, kendinize yeni ortamlar ve farklı aktiviteler ile yenilikler katarak hayat pencerenizi güzelleştirebilirsiniz.
Çok bilindik bir söz vardır: ‘dışarısı kirli görünüyor ise önce camlarınızı temizlemelisiniz*’
İrade sahibi her birey, düşüncelerini yönlendirip yönetebilir.
Tüm iyileşmeler fark etmek ve inanmak ile başlar.Fark etmek ve inanmak iyileşmektir.
Düşünce tarzını yönetebilmek için küçük ve hayatını sarsmayacak, sonuca yönelik değişimler ile başlanır;
Sonuca ulaşmak, etkisini hızlı görmek inanç kuvvetlendirir.